Yargının Yanlış Kararları Aileyi Çökertiyor
Van Haber
10.11.2025 - 13:24, Güncelleme:
10.11.2025 - 13:24
Yargının Yanlış Kararları Aileyi Çökertiyor
Son zamanlarda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bazı kararlar, toplumun temeli olan aile kavramını derinden sarsmaya başladı. Evlilik gibi kutsal bir bağ, artık bir “hukuk oyunu” haline getiriliyor.
Son zamanlarda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bazı kararlar, toplumun temeli olan aile kavramını derinden sarsmaya başladı.
Evlilik gibi kutsal bir bağ, artık bir “hukuk oyunu” haline getiriliyor.
Bir terlik, bir küslük, bir soyadı meselesi üzerinden bile “boşanma” ya da “eşitlik” adı altında aile yıkımlarına zemin hazırlanıyor.
Ama unutulan bir şey var:
Biz bu topraklarda evlilik akdine sadece imza gözüyle bakmadık.
Bizim için evlilik, iki kalbin değil, iki ailenin, iki soyun birleşmesidir.
Bizim örfümüzde, kültürümüzde, dinimizde evlilik bir sabır, vefa ve saygı sözleşmesidir.
Şimdi biri çıkıp diyor ki:
“Kadın isterse eşinin soyadını taşımak zorunda değil.”
Yetmezmiş gibi şimdi de, “Eş, kocasının kütüğüne kayıtlı olmayacakmış” deniliyor.
Peki bu anlayışın arkasında ne var?
Aile bağlarını gevşetmek, soy bilincini yok etmek, aidiyet duygusunu silmek!
Bu mudur çağdaşlık?
Bu mudur özgürlük?
Kadını değersizleştiren değil, kadını yücelten bir anlayışa ihtiyacımız var.
Çünkü biz biliyoruz ki; bir aileyi ayakta tutan sadece kanunlar değil, vicdan, sevgi ve sadakattir.
Bugün mahkeme salonlarında alınan kararlar, yarın çocuklarımızın geleceğini belirleyecek.
Eğer aileyi küçük meselelerle zedelemeye devam edersek, toplumun omurgasını kırmış oluruz.
Bu kararlar adeta “aileyi bitirmeye and içmiş” bir zihniyetin yansımasıdır.
Artık birilerinin bu gidişe ‘dur’ demesi gerekiyor!
Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza açık bir çağrıda bulunuyorum:
Bu kararlara sessiz kalınmamalıdır.
Aile, bu milletin en sağlam kalesidir — kale düşerse, millet de düşer.
Bu kararların yeniden gözden geçirilmesi, aile bütünlüğünü koruyan adımların atılması, artık toplumsal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Bu ülkenin asıl gücü; tankta, parada, koltukta değil…
Ahlakta, ailede ve değerlerinde saklıdır.
Vanhaberleri - Van haber - Yerel Van Haber - Yerel haberler
Son zamanlarda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bazı kararlar, toplumun temeli olan aile kavramını derinden sarsmaya başladı. Evlilik gibi kutsal bir bağ, artık bir “hukuk oyunu” haline getiriliyor.
Son zamanlarda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bazı kararlar, toplumun temeli olan aile kavramını derinden sarsmaya başladı.
Evlilik gibi kutsal bir bağ, artık bir “hukuk oyunu” haline getiriliyor.
Bir terlik, bir küslük, bir soyadı meselesi üzerinden bile “boşanma” ya da “eşitlik” adı altında aile yıkımlarına zemin hazırlanıyor.
Ama unutulan bir şey var:
Biz bu topraklarda evlilik akdine sadece imza gözüyle bakmadık.
Bizim için evlilik, iki kalbin değil, iki ailenin, iki soyun birleşmesidir.
Bizim örfümüzde, kültürümüzde, dinimizde evlilik bir sabır, vefa ve saygı sözleşmesidir.
Şimdi biri çıkıp diyor ki:
“Kadın isterse eşinin soyadını taşımak zorunda değil.”
Yetmezmiş gibi şimdi de, “Eş, kocasının kütüğüne kayıtlı olmayacakmış” deniliyor.
Peki bu anlayışın arkasında ne var?
Aile bağlarını gevşetmek, soy bilincini yok etmek, aidiyet duygusunu silmek!
Bu mudur çağdaşlık?
Bu mudur özgürlük?
Kadını değersizleştiren değil, kadını yücelten bir anlayışa ihtiyacımız var.
Çünkü biz biliyoruz ki; bir aileyi ayakta tutan sadece kanunlar değil, vicdan, sevgi ve sadakattir.
Bugün mahkeme salonlarında alınan kararlar, yarın çocuklarımızın geleceğini belirleyecek.
Eğer aileyi küçük meselelerle zedelemeye devam edersek, toplumun omurgasını kırmış oluruz.
Bu kararlar adeta “aileyi bitirmeye and içmiş” bir zihniyetin yansımasıdır.
Artık birilerinin bu gidişe ‘dur’ demesi gerekiyor!
Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza açık bir çağrıda bulunuyorum:
Bu kararlara sessiz kalınmamalıdır.
Aile, bu milletin en sağlam kalesidir — kale düşerse, millet de düşer.
Bu kararların yeniden gözden geçirilmesi, aile bütünlüğünü koruyan adımların atılması, artık toplumsal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Bu ülkenin asıl gücü; tankta, parada, koltukta değil…
Ahlakta, ailede ve değerlerinde saklıdır.
Van HABERİ
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
