Bir eğitim öğretim yılı daha başladı. MEB’e bağlı yaklaşık 20 milyon öğrenci derslerine başladı. Yaklaşık 7,5 milyon öğrenciyi bulan üniversiteler de açılış hazırlığında. Birçok ülkenin toplam nüfusundan daha fazla olan öğrencilerimize yeni eğitim öğretim yılının başarı ve mutluluk getirmesini diliyoruz.
Bu kadar büyük sayıda bir kitlenin içerisinde özellikle üniversite öğrencileri ihtiyaçlarını karşılamak için kişi, kurum ve kuruluşlardan burs almaya çalışırlar. Özellikle kurumsal olan sivil toplum kuruluşları, vakıf, kulüp ve dernekler belirledikleri şartları taşıyan öğrencilere burs vererek destek olurlar. Hatta bazı vakıflar verdikleri bursla beraber mezun olan öğrencilere kariyer ve iş imkânları da sunarlar. Öğrenciler ise maddi olarak rahatlamak, akademik çalışmalarını daha iyi yapmak, projelerde çalışmak, sosyal ve sportif faaliyetlerine devam etmek, özel ihtiyaçlarını karşılamak ve ailelerine daha az yük olmak için burs alabilecekleri her yere başvuru yaparlar.
Tüm bu ekonomik sebepler burs alanları aldatarak banka hesaplarını boşaltan taktik değiştirip klavye başına geçmiş dijital haramilerin de her geçen gün artmasına sebep olmaktadır. Şikayetvar verilerine göre, burs vaadiyle dolandırıcılık şikâyetleri 2024 yılında yüzde 753 oranında artış göstererek 2023’te 516 olan şikâyet sayısı, 2024’te 4 bin 403’e yükselmiş. Özellikle Eylül 2024 itibarıyla şikâyetlerdeki artış oranı yüzde 573 gibi dikkat çekici bir seviyeye ulaşmış. Bu veriler göre burs dolandırıcılığı 2025’te de hız kesmeden, çığ gibi büyümeye devam edecek gibi gözüküyor.
Burs dolandırıcıları inandırıcı gözükmek için güvenilir dernek veya vakıfların adlarının bir iki harfini değiştirip web siteleri kurarak sanki vakfın sitesiymiş gibi işlem yapanların yanı sıra watshapp uygulaması üzerinden tele konferans yöntemiyle birkaç kişiye bağlanıp daha organize çalışanlar da var. Hatta sır bu işler için sanal dernek kuranlar bile var. Deşifre olduklarını anladıkları anda kullandıkları iletişim kanallarını kapatarak yeni dolandırıcılık yöntemleriyle karşımıza çıkıyorlar. Öncelikle ilk etapta temel amaç güven vermek oluyor. Bütün yöntemlerinin ortak noktası, insan olarak sahip olduğumuz zaafiyetleri bir şekilde kullanıp, her zaman uyardığımız ve oyuna gelmeyin mağdur olursunuz dediğimiz kişisel bilgilerimize ulaşmak. T.C. numarası, iban, pasaport bilgilerini alıyorlar. Hatta 18 yaşından küçük öğrencilerin anne baba bilgilerini, onların yüz onaylama ve adres bilgilerini de istiyorlar. Böylece her türlü kişisel bilgiye ulaşmış oluyorlar. ‘Gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığınızı öğrenmek için banka hesap hareketlerinizi görmemiz lazım’ diyerek banka şifresini de alıyorlar. Doğal olarak önce hesabın içini boşaltıyorlar. İş burada bitse iyi. Sonrasında sahte kimlik çıkarıp yeni banka hesapları açarak işlemler yapıyor, GSM operatörlerinden hat alıyor, on line alışveriş, sanal kumar, bahis oyunları oynayıp, paravan şirket kurarak çok büyük mağduriyete sebep olabiliyorlar. Sonuçta bu tuzaklara düşenler okulla beraber mahkemelerle uğraşıp zaman kaybı ve mağduriyet yaşayabilmektedir.
Başta öğrencilerimiz ve velileri olmak üzere bu tuzaklara çekilme riskine karşı hepimiz öncelikle size burs vereceğiz vaadiyle gelen mesajlara çok soğukkanlı yaklaşmalıyız. Hiçbir kişisel bilgimizi paylaşmadan önce gönderilen mesajda verilen web sitesi, vakıf, dernek, kulüp gibi sivil toplum kuruluşlarının güvenilirliğini teyit etmeliyiz. Yapacağımız bu birkaç dakikalık araştırma büyük bir olasılıkla bizi gerçeğe ulaştıracaktır. Bilinçli hareket etmemiz sonucunda mahkeme kapılarında yaşayacağımız mağduriyetler yerine gerçeğin sunduğu güvenin konforun keyfini çıkarmış olacağız.
Gençlerimizin, dijital burs haramilerinin tuzaklarına düşmemesi dileğiyle, sağlıklı ve başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyoruz.
Hoşça kalınız.
İbrahim YERTÜRK