“Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun.” (Kalem Suresi, 1. Ayet)
Eskiler, "Kişinin haddini bilmek gibi irfan olmaz" derler. İlahiyatçı değilim, tefsir ilmi uzmanlık alanım değil, yazdığım ayetin inceliklerine de vakıf değilim. Ayet hadis deyince müftü kesilenlerden de hiç haz etmem. Ama bilirim ki Allah bir şeye yemin etmişse, o şeye önem verdiğindendir. O şey, Allah’ın kelamına yazılacak kadar önemlidir. İlk emri “oku” olanın, okunması için yazılanlara yemin etmesi olağan karşılanabilir. Belki de yazmak zor bir eylem olduğu için yemin konusu olmuştur: Konuşmak gibi jestler, mimikler, tonlamalar olmadan, vücut dili kullanılmadan, olduğu gibi sadece kaleme sarılarak sözcüklerle anlatmanın zorluğu...
İlkokul dördüncü sınıfta, yarışma için yazdığım bir şiiri başka bir yerden alıntıladığımı düşünüp eleyen öğretmenlerime, o zaman nereden alıntıladığımı sorduğumda, bilmediklerini ama benim o şiiri yazamayacağımı söylemişlerdi. Yazmaya o gün küsmüş, büyük bir özenle kullanmakta olduğum şiir defterimi yırtıp atmıştım. O gün kırılan özgüvenimi ancak kırk beş yıl kadar sonra toparlayıp yazmaya başladım. Keşke yazmanın önemini daha önce kavrasaydım.
Aslında toplumumuzda sadece yazmanın değil, okumanın da çok büyük zorlukları var. Yüzde 31’inin hiç kitap okumadığı, evlerinde toplam 25’ten az kitap bulunan bir toplumda, neyi nasıl okuyacağımızı da çok net belirleyemiyoruz. Karanlıkta arada bir kibrit çakıp el yordamıyla kitap seçenlerin tavsiyeleri ile okuyoruz. Az okuduğumuz için sığ düşündüğümüzün, hatta az yaşadığımızın pek farkında da değil gibiyiz. Az okuyan toplumda, okuyor olmak ayrıcalıklı ve asil bir eylem gibi duruyor.
Okumak kadar yazmak da kıymetlidir. 12-14 Haziran 2025 tarihleri arasında üç gün boyunca yazarlarımız okurlarla buluşuyor. “Keşke” demeyen, bütün zorluklara ve engellere rağmen yazmaya küsmeyen kalem erbabı sizleri bekliyor. E-kitapların soğuk yüzünü, PDF kitapların sanal duruşlarını kısa bir süreliğine de olsa terk edip gerçek kitapların kendine has kokusunu, yeni basılmış bir kitabı eline almanın mutluluğunu, hele hele yazarıyla buluşup birkaç kelam etmenin huzurunu bulmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat bu. Yazarlarımıza değerlerini hissettirip, her biri bir evlat gibi olan kitaplarına verdikleri emekleri takdir edip kısa süreliğine bile olsa onların mutluluklarını paylaşma fırsatı...
Bu sadece onları değil, bizi de olumlu olarak etkileyecektir. Okur olarak yeni kitaplarla tanışmamız; stres yükümüzü azaltmamıza, modern yaşamın getirdiği depresyonu hafifletmeye, kelime dağarcığımızı genişletmemize, kim bilir belki de kırk beş yıl önce kaybettiğimiz özgüvenimizi yeniden kazanmamıza vesile olacaktır.
Bu fuara sadece Allah’ın kalemlerine ve satır satır yazdıklarına yemin ettiği arif, zarif ve naif insanlarla tanışmak için gitmek bile iyi bir kazançtır. Şahsımızın yanı sıra aile bireylerimiz için de kaliteli bir etkinlik olur. Bu kazancı kaçırmayın derim! 12-13-14 Haziran… Sağlıcakla kalınız.
İbrahim YERTÜRK
ibryerturk@gmail.com