Medya okuryazarlığı, internet, televizyon, radyo, cep telefonları ve gazeteler gibi her an iç içe olduğumuz iletişim kanallarının yayınları üzerinde doğru ve sağlıklı düşünerek analiz yapma, avantajlarından faydalanma ve zararlarından uzak durma bilincini artırmayı hedefleyen bir kavramdır. Kısaca, kişinin kullandığı veya maruz kaldığı medya içeriklerini kâr-zarar ve ihtiyaç doğrultusunda filtreleyerek riskleri en aza indirme becerisi olarak tanımlanabilir.
RTÜK tarafından 15-21 yaş grubu gençlerin medya kullanım alışkanlıklarını, ekran bağımlılığını ve dijital okuryazarlık düzeylerini ölçmek amacıyla yapılan bir araştırma, önemli sonuçlar ortaya koymuştur. Bu araştırmada gençlerin %90'ının internet kullandığı, %71'inin sosyal medyayı ilk haber kaynağı olarak görüp güvendiği ve televizyon, internet ile dijital yayın platformlarını her gün kullananların düşük ve orta düzey medya okuryazarlık seviyesine sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu veriler ışığında, mevcut düşük medya okuryazarlık seviyemizi yükseltmemiz gerektiği tartışılmaz bir gerçektir. Bize ulaşan bilgiyi belirli süzgeçlerden geçirdikten sonra kabul etmemiz ve kullanmamız, pratik olarak bu seviyeyi yükseltecektir.
Bilgiyi süzgeçten geçirmek yeni bir kavram değil. Eski Yunan filozofu Sokrates'in üç filtre testini kullandığını biliyoruz. Şimdi bu büyük filozofun testi nasıl uyguladığına bakalım:
Bir gün bir tanıdığı Sokrates'e rastlar ve "Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?" der.
Sokrates cevap verir: "Bir dakika bekle. Bana bir şey söylemeden evvel küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniyor."
Adam şaşırır: "Üçlü Filtre?"
Sokrates devam eder: "Doğru. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, söyleyeceklerini bir süre durup filtrelemek iyi bir fikir olabilir. Buna üç filtre testi dememin sebebi de budur."
• Birinci Filtre: Gerçek Filtresi "Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?" diye sorar Sokrates. Adam cevap verir: "Hayır, aslında bunu sadece duydum ve..." Sokrates araya girer: "Tamam. Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun."
• İkinci Filtre: İyilik Filtresi "Şimdi ikinci filtreyi deneyelim: İyilik filtresini. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?" Adam düşünür: "Hayır, tam tersi." Sokrates devam eder: "Öyleyse, onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı."
• Üçüncü Filtre: İşe Yararlılık Filtresi "Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?" Adam tereddüt eder: "Hayır, gerçekten değil." Sokrates sözlerini tamamlar: "İyi. Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve faydalı değilse bana niye söyleyesin ki?"
Sokrates'in bu üçlü filtre testine dokunmadan birkaç ilave güncelleme yapabiliriz:
• Dördüncü Filtre: Kurgu Tüm medya iletileri, içerik üreticilerinin hayal ürünü olduğu için tamamen veya kısmen gerçekleri yansıtmayabilir. Öyleyse kurgu olma olasılığı yüksek bir içeriği paylaşmamalıyım.
• Beşinci Filtre: İkna İçeriklerde öncelik doğruluk değil, karşıdakini ikna etmektir. İçeriğin albenisine kapılıp ikna olmam özellikle psikolojik sıkıntılar yaşatabileceği konusunda dikkatli olmalıyım.
• Altıncı Filtre: Para ve Güç İçeriklerin hepsinin amacı daha çok para kazanmak veya daha güçlü olmaktır. Her an aldatılıp maddi kayıplar yaşayabilirim.
• Yedinci Filtre: Değer İçerikler için genelde kullanıcının herhangi bir değeri yoktur. Önemli olan onu etkilemektir. İçerik üreticiler için ben değersizim. Kendi değerimi ve kişiliğimi korumak için dijital içerikleri kendi iç denetimimi kaybetmeyecek şekilde kullanmalıyım.
Siz de biraz düşünüp kendi filtre listenizi yapıp uygulayabilirsiniz. Unutmayın ki filtreleriniz ne kadar hassas süzerse, o kadar rafine edilmiş, doğru ve net bilgilere ulaşabilirsiniz.
Sağlıcakla kalınız.
İbrahim YERTÜRK
ibryerturk@gmail.com