İbrahim Yertürk
Köşe Yazarı
İbrahim Yertürk
 

Kuşak Çatışmalarında Hangi Dil Etkili

Teknolojik ürünler, iletişim açısından gittikçe daha kolay ve daha hızlı imkânlar sunmaktadır. Anında küresel ölçekteki paylaşımlara erişerek farklı insanların bilgi, kültür ve bakış açılarını öğrenmemizi ve kendimize ait paylaşımlar yapabilmemizi sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, farklı kuşaklardaki aynı aileye mensup bireyler arasında teknolojik ürünleri algılama ve kullanma farklılıkları çatışmalara sebep olabilmektedir. Aynı çatı altındaki çocuklar ile ağabeyler veya ablalar arasında bile kuşak çatışmaları çıkabilmektedir. Dilerseniz bu durumu, Hz. Mevlana'nın Mesnevi'sinde anlattığı bir hikâye ile açıklığa kavuşturmaya çalışalım: "Bir adam dört kişiye bir miktar para verir. 'Bu parayla istediğiniz bir şeyler alın!' der. Dört kişiden biri; 'Bu parayla engür alalım' der. Arap olan öbür arkadaşı 'Aksilik etme! Ben engür istemem, ineb isterim' der. Türk olan üçüncü arkadaş çıkışır: 'Ben ineb istemem, üzüm isterim' der. Rum olan dördüncü arkadaş hemen atılır: 'Bırakın bu lafları! Bu parayla istafil alalım' der. Hâlbuki bilmiyorlardı ki istafil Rumca, ineb Arapça, engür de Farsça üzüm demektir. Derken dört kişi birbirleriyle çekişmeye, kavgaya başladılar. Çünkü adların anlamından haberleri yoktu. Onlar ahmaklıklarından birbirlerine yumruk atıyorlardı, çünkü bilgiden bomboş, bilgisizlikle doluydular. Orada çeşitli dil bilir, sır sahibi üstün bir er bulunsa idi onları uzlaştırır, barıştırırdı. Onlara derdi ki: 'Ben bu parayla hepinizin istediğini alırım. Hiçbir art düşünceye kapılmadan, hile yoluna sapmadan gönlünüzü bana verirseniz, bu paranız istediğiniz şeylerin hepsini yapar. Bu paranızla dördünüz de muradınıza erersiniz. Dört düşman uzlaşır, birleşir. Sizin her birinizin sözü ayrılık belirtir, savaş doğurur; fakat benim sözüm uzlaştırır, birleştirir.' Yazık ki; Türk, Rum ve Arap'ın kavgasından engür ve ineb şüphesi çözülemedi. Mana dillerini bilen bir Süleyman gelmedikçe, bu ikilik ortadan kalkmaz." Aynı evde yaşasak da, aynı iş ortamında çalışsak da, aynı dili konuşsak da tıpkı üzüm yemeye çalışan arkadaşlar gibi, iletişim ihtiyacımızı artık sağlıklı bir şekilde ifade edemiyoruz. Teknolojik araçlarla iletişim, yüz yüze iletişim kadar açık ve net olmayınca, tıpkı birbirinin dilini bilmeyen dört arkadaş gibi sanal iletişim ile duygusal ve sosyal ihtiyaçlarımız karşılanmayınca doğal olarak kuşak çatışmaları yaşıyoruz. Sadece sosyal medya dilinde değil günlük hayatta kullandığımız iletişim dilinde, beden dilinde ve duygu dilinde de benzer çatışmalarımız var.  Hâlen ailece misafirliğe gidildiğinde çok kısa ve hızlı bir bakış fırlatıp yaptığının yanlış olduğunu topluluk içinde hiçbir kelime kurmadan kendi çocuklarını uyaran anneler ve o bakışın verdiği mesajı alıp durduğu yerde mahcubiyetten kulaklarına kadar kızaran çocuklar var mı acaba? Dostlarımızın bile samimi uyarılarını dinlemeyecek kadar yalnızlaştığımızın farkında mıyız? Yakın çevremiz ile iletişimimizin kopması ile yalnızlığa sürüklenen bireyler olarak bu ihtiyaçlarımızı sanal ortamlardan karşılamaya çalıştıkça üzüm kavgamız da şiddeti artarak devam edeceğe benziyor. Çünkü her birimizin en az parmak izlerimiz kadar birbirine benzemeyen ruh halimiz var. İletişim ise bu ruh halimizin kısmen dışa vurumu. Sonuçta bu kavga ancak iletişim araçlarının doğru, bilinçli ve etkili kullanımı ile bitecektir. Üst nesillerin biraz hızını artırarak yeni neslin duygu ve düşüncelerini anlamaya, yeni neslin de baş döndüren bu hızlı yaşam biçimine arada bir mola vererek büyüklerin deneyimlerini, birikimlerini ve her şeyden önce varlığını kabul etmeye ihtiyacı var. Dilerseniz yine Hz. Mevlana'nın güzel bir sözüyle noktalayalım: "Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir." Sağlıcakla kalınız. İbrahim YERTÜRK ibryerturk@gmail.com
Ekleme Tarihi: 02 June 2025 - Monday

Kuşak Çatışmalarında Hangi Dil Etkili

Teknolojik ürünler, iletişim açısından gittikçe daha kolay ve daha hızlı imkânlar sunmaktadır. Anında küresel ölçekteki paylaşımlara erişerek farklı insanların bilgi, kültür ve bakış açılarını öğrenmemizi ve kendimize ait paylaşımlar yapabilmemizi sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, farklı kuşaklardaki aynı aileye mensup bireyler arasında teknolojik ürünleri algılama ve kullanma farklılıkları çatışmalara sebep olabilmektedir.

Aynı çatı altındaki çocuklar ile ağabeyler veya ablalar arasında bile kuşak çatışmaları çıkabilmektedir. Dilerseniz bu durumu, Hz. Mevlana'nın Mesnevi'sinde anlattığı bir hikâye ile açıklığa kavuşturmaya çalışalım:

"Bir adam dört kişiye bir miktar para verir. 'Bu parayla istediğiniz bir şeyler alın!' der. Dört kişiden biri; 'Bu parayla engür alalım' der. Arap olan öbür arkadaşı 'Aksilik etme! Ben engür istemem, ineb isterim' der. Türk olan üçüncü arkadaş çıkışır: 'Ben ineb istemem, üzüm isterim' der. Rum olan dördüncü arkadaş hemen atılır: 'Bırakın bu lafları! Bu parayla istafil alalım' der. Hâlbuki bilmiyorlardı ki istafil Rumca, ineb Arapça, engür de Farsça üzüm demektir.

Derken dört kişi birbirleriyle çekişmeye, kavgaya başladılar. Çünkü adların anlamından haberleri yoktu. Onlar ahmaklıklarından birbirlerine yumruk atıyorlardı, çünkü bilgiden bomboş, bilgisizlikle doluydular. Orada çeşitli dil bilir, sır sahibi üstün bir er bulunsa idi onları uzlaştırır, barıştırırdı. Onlara derdi ki: 'Ben bu parayla hepinizin istediğini alırım. Hiçbir art düşünceye kapılmadan, hile yoluna sapmadan gönlünüzü bana verirseniz, bu paranız istediğiniz şeylerin hepsini yapar. Bu paranızla dördünüz de muradınıza erersiniz. Dört düşman uzlaşır, birleşir. Sizin her birinizin sözü ayrılık belirtir, savaş doğurur; fakat benim sözüm uzlaştırır, birleştirir.' Yazık ki; Türk, Rum ve Arap'ın kavgasından engür ve ineb şüphesi çözülemedi. Mana dillerini bilen bir Süleyman gelmedikçe, bu ikilik ortadan kalkmaz."

Aynı evde yaşasak da, aynı iş ortamında çalışsak da, aynı dili konuşsak da tıpkı üzüm yemeye çalışan arkadaşlar gibi, iletişim ihtiyacımızı artık sağlıklı bir şekilde ifade edemiyoruz. Teknolojik araçlarla iletişim, yüz yüze iletişim kadar açık ve net olmayınca, tıpkı birbirinin dilini bilmeyen dört arkadaş gibi sanal iletişim ile duygusal ve sosyal ihtiyaçlarımız karşılanmayınca doğal olarak kuşak çatışmaları yaşıyoruz. Sadece sosyal medya dilinde değil günlük hayatta kullandığımız iletişim dilinde, beden dilinde ve duygu dilinde de benzer çatışmalarımız var. 

Hâlen ailece misafirliğe gidildiğinde çok kısa ve hızlı bir bakış fırlatıp yaptığının yanlış olduğunu topluluk içinde hiçbir kelime kurmadan kendi çocuklarını uyaran anneler ve o bakışın verdiği mesajı alıp durduğu yerde mahcubiyetten kulaklarına kadar kızaran çocuklar var mı acaba? Dostlarımızın bile samimi uyarılarını dinlemeyecek kadar yalnızlaştığımızın farkında mıyız? Yakın çevremiz ile iletişimimizin kopması ile yalnızlığa sürüklenen bireyler olarak bu ihtiyaçlarımızı sanal ortamlardan karşılamaya çalıştıkça üzüm kavgamız da şiddeti artarak devam edeceğe benziyor. Çünkü her birimizin en az parmak izlerimiz kadar birbirine benzemeyen ruh halimiz var. İletişim ise bu ruh halimizin kısmen dışa vurumu.

Sonuçta bu kavga ancak iletişim araçlarının doğru, bilinçli ve etkili kullanımı ile bitecektir. Üst nesillerin biraz hızını artırarak yeni neslin duygu ve düşüncelerini anlamaya, yeni neslin de baş döndüren bu hızlı yaşam biçimine arada bir mola vererek büyüklerin deneyimlerini, birikimlerini ve her şeyden önce varlığını kabul etmeye ihtiyacı var.

Dilerseniz yine Hz. Mevlana'nın güzel bir sözüyle noktalayalım: "Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir." Sağlıcakla kalınız.

İbrahim YERTÜRK

ibryerturk@gmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yerelvanhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

van haber