CHP Neden Çark Etti

Gündem 14.09.2022 - 12:50, Güncelleme: 14.09.2022 - 12:50
 

CHP Neden Çark Etti

Değerli Basın mensupları, hepinizi muhabbetle selamlıyorum 2020 yılı itibariyle zorunlu olarak yaşadığımız pandemi döneminde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alışveriş alışkanlıkları bir değişim yaşamıştır.

Bu değişim, ülkemizde e-ticaretin 2021’de yüzde 69’luk bir artış ile 400 milyar lira hacme ulaşmasına sebep olmuştur.  Türkiye’de sektörün 2022 yılı sonunda yüzde 40 artış göstereceği ve ticari hacminin 560 milyar liralık miktara ulaşacağı öngörülmektedir.  Toplumun online alışverişe yoğun ilgisi ile alışveriş süreçlerine ilişkin devletin ilgili kurumlarına yönelen talep ve şikayetler, bu alanda bir düzenleme yapılması ihtiyacını doğurmuştur.  Bu sebeple bizim de ilk imza sahibi olduğumuz elektronik ticaretin düzenlenmesi hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi TBMM’ye sunulmuştur.  TBMM’ye sunulmadan önce hazırlık aşamasında bu düzenlemeden etkilenecek bütün paydaşlar dinlenmiş, devletin bu konuda tecrübe sahibi olan kurum ve kuruluşlarından azami derecede fayda sağlanmıştır.  Bu düzenlemenin amacı; e-ticarette haksız rekabetin ve tekelleşmenin önüne geçerek pazara yeni aktörlerin girişini kolaylaştırmak, pazarın dengeli ve sağlıklı büyümesini sağlamaktır.  Mevzu bahis düzenleme ile; • E-ticaret pazar yerlerindeki satıcılara yönelik haksız ticari uygulamaların sonlandırılması, • Belli büyüklükteki e-ticaret işletmelerinin lisanslandırılması, • Rekabeti bozucu şekilde reklam verilmesinin önüne geçilmesi, • Rakipleri dışlayıcı şekilde para yakmanın engellenmesi, • E-ticaret pazar yerlerinin platformdan elde ettiği verileri kendi lehine kullanmasının önüne geçilmesi, • Çok büyük pazar yerlerinin ödeme hizmetleri ile kargo ve lojistik gibi stratejik sektörlerdeki faaliyetlerinin sınırlandırılması, • Üreticileri ve ulusal markaları korumak amacıyla pazar yerlerinin kendilerine ait mağaza markalı ürünlerin satışının platformdan ayrıştırılması, • Taklit ürün satışının ve hukuka aykırı içeriklerin engellenmesi, hedeflenmesi söz konusudur.  Sınırlamalar ve idari para cezaları ile haksız rekabeti ve haksız ticari uygulamaları önleyecek olan bu düzenleme, komisyona geldiği günden itibaren tüm siyasi partilerin temsilcileri tarafından desteklenmiş, olumlu bir atmosferde süreç yürütülmüştür.  CHP milletvekilleri, bu düzenlemeyi savunmuş, onay vermiş, “namuslu, yerli, kaliteli, emperyalizme ve tekellere karşı savaş açan milli bir kanun” olarak nitelemiştir. Şimdi CHP Grup Başkanvekili  Engin Altay’ın açıklamasını kendi ifadeleriyle bir izleyelim.  Bununla da kalmadı; sosyal medyada bazı CHP milletvekilleri tarafından düzenlemenin olumlu olduğu ve geçmesi için var güçleriyle mücadele edeceklerine dair paylaşımlar yapıldı. Genel Kurul’da yapılan müzakereler neticesinde oylamada 308 milletvekilinden 307’si “kabul”, bir tanesi ise “çekimser” oy kullanmış, düzenleme Genel Kurul’dan alkışlar eşliğinde oy birliğiyle geçmiştir. Genel kurulda grubu olan bütün siyasi partiler, düzenlemeyi desteklemiş, kanuna olan katkısından dolayı Ticaret Bakanımız Mehmet Muş’a da teşekkür etmişlerdir.    Ancak CHP, düzenlemenin yasalaşmasından sonra çark etmiş,  hem komisyonda hem de Genel Kurul’da desteklediği düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu hususta sergilediği tutum, tam olarak bir çelişkiyi ve tutarsızlığı göstermektedir. Bu eylem, CHP’nin Türkiye siyasetindeki genel ahvalinin de bir yansımasıdır. * CHP, Anayasa Mahkemesi’ne, kanunun bazı maddelerinin iptali için toplamda 3 dilekçe vermiştir. İlk iki dilekçe yasal sürenin bitimine 3 gün kala, üçüncü dilekçe ise yasal sürenin son gününde Anayasa Mahkemesi’ne verilmiştir.  Sadece bu işlem dahi şüphe uyandırmaya yeterlidir. İlk iki dilekçede bahsedilen hususlardan hangileri birileri tarafından beğenilmedi de üçüncü dilekçeyi vermek mecburiyetinde bırakıldınız? Kanun teklifi görüşmeleri esnasında “Rant çeteleri bu kanunu engelliyor” diyerek kanun teklifinin çıkması için çaba harcayan CHP’liler, aradan geçen süreçte ne oldu da anayasa mahkemesine iptal başvurusunda bulunmuşlardır?  Yoksa CHP, kendi nitelendirmeleriyle “Rant çetelerine” boyun mu eğmiştir? Rant çeteleri ilk iki dilekçeyi beğenmemiş midir de üçüncü dilekçeyi verdirmiştir? Meclis tarihinde ender görülen bir şekilde, bütün siyasi partilerin oybirliğiyle yasalaşan bu kanuna bir şirket hariç tüm sektörün desteğinin alındığı bilinmekteydi. Buna rağmen, yüce Meclis’in iradesinin tamamına karşı bir şirketin menfaati mi gözetilmektedir?  Düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıma işinin arkasında bu şirketin lobi çalışmalarının etkisi olmuş mudur?  Kanunun iptali için CHP’li vekillere Anayasa Mahkemesine başvuru talimatının Kemal Kılıçdaroğlu tarafından verildiği bilinmektedir. Kılıçdaroğlu kendi grubunu da karşısına alarak, e-ticarette tekelleşmeyi önlemeyi amaçlayan bu kanunun iptali için neden çaba harcamaktadır? Yoksa yine CHP’lilerin tabiriyle “Rant çeteleri” Kılıçdaroğlu’na mı ulaşmıştır? Bu itiraz başvurusunu Kılıçdaroğlu’nun kulağına kim fısıldamıştır? Kanun görüşmeleri sırasında CHP grubunun “Yerli ve Milli” bir kanun olarak nitelendirdiği bu düzenlemeyi, Kılıçdaroğlu neden AYM’ye götürme talimatı vermiş ve iptal ettirmeye çalışmaktadır?  Kılıçdaroğlu, bu itiraz başvurusuyla Türkiye’de e-ticaretteki tekelleşmeyi daha da körüklemek mi istemektedir? Kanuna “evet” diyen 52 CHP milletvekili aynı zamanda başvuru dilekçesine de imza atmıştır. Bu milletvekillerinin vicdanlarının rahat olmadığı kanaatindeyim. Kılıçdaroğlu bu talimatla 52 milletvekilinin yasama iradelerine de ipotek koymuştur.  Daha da ileri giderek oybirliğiyle geçen bu düzenlemeyi rant gruplarının bastırmasıyla AYM’ye götürerek meclis iradesini de yok saymıştır. Bazı uluslararası şirketlerin iradesi, CHP tarafından meclis iradesinin üzerine mi konmak istenmektedir?   Bu vesileyle kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunuyorum; bu konuda kamuoyuna izahatta bulunmak zorundasınız. CHP tarafından anayasa mahkemesine götürülen madde, bu alandaki adil ve etkin rekabetin tesisini sağlayacak “en önemli” maddedir. Kanunun önlemeye çalıştığı tekelcilerin en çok itiraz ettiği ve rahatsız olduğu bu maddenin dava konusu edilmesi manidardır. Biz bu alanda tekelleşmenin önüne geçmek, yeni aktörlerin piyasaya girmesini sağlamak için uğraş verirken CHP, ileride oluşma ihtimali olan tekelleşmenin de müsebbibidir.  TBMM’de geçen bazı kanunları Anayasa Mahkemesi’ne davulla zurnayla götüren CHP, bu başvurusunu neden basına ve kamuoyuna duyurmamıştır. Bu konuda yanlış yaptığını, haksız olduğunu kendileri de bilmektedirler. CHP bu konuda günahkârdır, milletimizin menfaatine, rant çetelerinin karşısında olan bu düzenlemenin iptali isteminden CHP’yi, acilen vazgeçmeye davet ediyoruz.
Değerli Basın mensupları, hepinizi muhabbetle selamlıyorum 2020 yılı itibariyle zorunlu olarak yaşadığımız pandemi döneminde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alışveriş alışkanlıkları bir değişim yaşamıştır.
Bu değişim, ülkemizde e-ticaretin 2021’de yüzde 69’luk bir artış ile 400 milyar lira hacme ulaşmasına sebep olmuştur. 
Türkiye’de sektörün 2022 yılı sonunda yüzde 40 artış göstereceği ve ticari hacminin 560 milyar liralık miktara ulaşacağı öngörülmektedir. 
Toplumun online alışverişe yoğun ilgisi ile alışveriş süreçlerine ilişkin devletin ilgili kurumlarına yönelen talep ve şikayetler, bu alanda bir düzenleme yapılması ihtiyacını doğurmuştur. 
Bu sebeple bizim de ilk imza sahibi olduğumuz elektronik ticaretin düzenlenmesi hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi TBMM’ye sunulmuştur. 
TBMM’ye sunulmadan önce hazırlık aşamasında bu düzenlemeden etkilenecek bütün paydaşlar dinlenmiş, devletin bu konuda tecrübe sahibi olan kurum ve kuruluşlarından azami derecede fayda sağlanmıştır. 
Bu düzenlemenin amacı; e-ticarette haksız rekabetin ve tekelleşmenin önüne geçerek pazara yeni aktörlerin girişini kolaylaştırmak, pazarın dengeli ve sağlıklı büyümesini sağlamaktır. 
Mevzu bahis düzenleme ile;
• E-ticaret pazar yerlerindeki satıcılara yönelik haksız ticari uygulamaların sonlandırılması,
• Belli büyüklükteki e-ticaret işletmelerinin lisanslandırılması,
• Rekabeti bozucu şekilde reklam verilmesinin önüne geçilmesi,
• Rakipleri dışlayıcı şekilde para yakmanın engellenmesi,
• E-ticaret pazar yerlerinin platformdan elde ettiği verileri kendi lehine kullanmasının önüne geçilmesi,
• Çok büyük pazar yerlerinin ödeme hizmetleri ile kargo ve lojistik gibi stratejik sektörlerdeki faaliyetlerinin sınırlandırılması,
• Üreticileri ve ulusal markaları korumak amacıyla pazar yerlerinin kendilerine ait mağaza markalı ürünlerin satışının platformdan ayrıştırılması,
• Taklit ürün satışının ve hukuka aykırı içeriklerin engellenmesi,
hedeflenmesi söz konusudur. 
Sınırlamalar ve idari para cezaları ile haksız rekabeti ve haksız ticari uygulamaları önleyecek olan bu düzenleme, komisyona geldiği günden itibaren tüm siyasi partilerin temsilcileri tarafından desteklenmiş, olumlu bir atmosferde süreç yürütülmüştür. 
CHP milletvekilleri, bu düzenlemeyi savunmuş, onay vermiş, “namuslu, yerli, kaliteli, emperyalizme ve tekellere karşı savaş açan milli bir kanun” olarak nitelemiştir. Şimdi CHP Grup Başkanvekili  Engin Altay’ın açıklamasını kendi ifadeleriyle bir izleyelim. 
Bununla da kalmadı; sosyal medyada bazı CHP milletvekilleri tarafından düzenlemenin olumlu olduğu ve geçmesi için var güçleriyle mücadele edeceklerine dair paylaşımlar yapıldı.
Genel Kurul’da yapılan müzakereler neticesinde oylamada 308 milletvekilinden 307’si “kabul”, bir tanesi ise “çekimser” oy kullanmış, düzenleme Genel Kurul’dan alkışlar eşliğinde oy birliğiyle geçmiştir. Genel kurulda grubu olan bütün siyasi partiler, düzenlemeyi desteklemiş, kanuna olan katkısından dolayı Ticaret Bakanımız Mehmet Muş’a da teşekkür etmişlerdir. 
 
Ancak CHP, düzenlemenin yasalaşmasından sonra çark etmiş,  hem komisyonda hem de Genel Kurul’da desteklediği düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu hususta sergilediği tutum, tam olarak bir çelişkiyi ve tutarsızlığı göstermektedir. Bu eylem, CHP’nin Türkiye siyasetindeki genel ahvalinin de bir yansımasıdır.
*
CHP, Anayasa Mahkemesi’ne, kanunun bazı maddelerinin iptali için toplamda 3 dilekçe vermiştir. İlk iki dilekçe yasal sürenin bitimine 3 gün kala, üçüncü dilekçe ise yasal sürenin son gününde Anayasa Mahkemesi’ne verilmiştir. 
Sadece bu işlem dahi şüphe uyandırmaya yeterlidir. İlk iki dilekçede bahsedilen hususlardan hangileri birileri tarafından beğenilmedi de üçüncü dilekçeyi vermek mecburiyetinde bırakıldınız?
Kanun teklifi görüşmeleri esnasında “Rant çeteleri bu kanunu engelliyor” diyerek kanun teklifinin çıkması için çaba harcayan CHP’liler, aradan geçen süreçte ne oldu da anayasa mahkemesine iptal başvurusunda bulunmuşlardır? 
Yoksa CHP, kendi nitelendirmeleriyle “Rant çetelerine” boyun mu eğmiştir? Rant çeteleri ilk iki dilekçeyi beğenmemiş midir de üçüncü dilekçeyi verdirmiştir?
Meclis tarihinde ender görülen bir şekilde, bütün siyasi partilerin oybirliğiyle yasalaşan bu kanuna bir şirket hariç tüm sektörün desteğinin alındığı bilinmekteydi. Buna rağmen, yüce Meclis’in iradesinin tamamına karşı bir şirketin menfaati mi gözetilmektedir? 
Düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıma işinin arkasında bu şirketin lobi çalışmalarının etkisi olmuş mudur? 
Kanunun iptali için CHP’li vekillere Anayasa Mahkemesine başvuru talimatının Kemal Kılıçdaroğlu tarafından verildiği bilinmektedir. Kılıçdaroğlu kendi grubunu da karşısına alarak, e-ticarette tekelleşmeyi önlemeyi amaçlayan bu kanunun iptali için neden çaba harcamaktadır? Yoksa yine CHP’lilerin tabiriyle “Rant çeteleri” Kılıçdaroğlu’na mı ulaşmıştır? Bu itiraz başvurusunu Kılıçdaroğlu’nun kulağına kim fısıldamıştır?
Kanun görüşmeleri sırasında CHP grubunun “Yerli ve Milli” bir kanun olarak nitelendirdiği bu düzenlemeyi, Kılıçdaroğlu neden AYM’ye götürme talimatı vermiş ve iptal ettirmeye çalışmaktadır? 
Kılıçdaroğlu, bu itiraz başvurusuyla Türkiye’de e-ticaretteki tekelleşmeyi daha da körüklemek mi istemektedir?
Kanuna “evet” diyen 52 CHP milletvekili aynı zamanda başvuru dilekçesine de imza atmıştır. Bu milletvekillerinin vicdanlarının rahat olmadığı kanaatindeyim. Kılıçdaroğlu bu talimatla 52 milletvekilinin yasama iradelerine de ipotek koymuştur. 
Daha da ileri giderek oybirliğiyle geçen bu düzenlemeyi rant gruplarının bastırmasıyla AYM’ye götürerek meclis iradesini de yok saymıştır.
Bazı uluslararası şirketlerin iradesi, CHP tarafından meclis iradesinin üzerine mi konmak istenmektedir?  
Bu vesileyle kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunuyorum; bu konuda kamuoyuna izahatta bulunmak zorundasınız.
CHP tarafından anayasa mahkemesine götürülen madde, bu alandaki adil ve etkin rekabetin tesisini sağlayacak “en önemli” maddedir. Kanunun önlemeye çalıştığı tekelcilerin en çok itiraz ettiği ve rahatsız olduğu bu maddenin dava konusu edilmesi manidardır. Biz bu alanda tekelleşmenin önüne geçmek, yeni aktörlerin piyasaya girmesini sağlamak için uğraş verirken CHP, ileride oluşma ihtimali olan tekelleşmenin de müsebbibidir. 
TBMM’de geçen bazı kanunları Anayasa Mahkemesi’ne davulla zurnayla götüren CHP, bu başvurusunu neden basına ve kamuoyuna duyurmamıştır. Bu konuda yanlış yaptığını, haksız olduğunu kendileri de bilmektedirler. CHP bu konuda günahkârdır, milletimizin menfaatine, rant çetelerinin karşısında olan bu düzenlemenin iptali isteminden CHP’yi, acilen vazgeçmeye davet ediyoruz.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yerelvanhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

van haber